Marilyn, sinema dünyasına ilk adımlarını atarken Grace Goddard'ın yönlendirmesi ile annesini medyadan korumak için, kişisel tanıtımında "yetim" olduğunu belirtmişti.
Röportajlarında her seferinde annesinin ve babasının öldüğünü söylüyordu. Ancak Gladys'in çalıştığı bakımevinde Marilyn Monroe'nun annesi olduğunu söylemesi, beraber çekilmiş fotoğraflarını göstermesi kulaktan kulağa yayıldı ve sonunda bir muhabirin kulağına kadar gitti. Bu olay maalesef tam da Marilyn'in bir röportajının üstüne patlak verdi. Marilyn, her zaman olduğu gibi yetim büyüdüğü beyanatını vermişti. Tabii bu haberin çıkması ile aynı anda aslında annesinin hayatta olduğu haberi de ortalığa yayılınca Marilyn yalancı durumuna düştü ve çok zor durumda kaldı. Üstelik haberi yapan gazeteciyi de yalancı durumuna düşürmüştü. Bunun üzerine gazeteci J. Henaghan Marilyn'i, bağlı bulunduğu film şirketi, Fox'a şikayet etti.
Ancak Marilyn bu olayın da üstesinden gelmesini bildi.
Film şirketi bu haberi yalanlamasını söylerken o, "olan oldu, artık bir sır değil" diyerek verdiği özel bir röpotaj ile "annesi ile hiçbir zaman normal bir ilişkileri olmadığını ve hayatta olduğunu saklamakta bir sakınca görmediğini" söyledi. Annesiyle aralarında anne-kız ilişkisi olmasa da, kendisinin annesinin daima yanında olduğunu ve ona yardım ettiğini belirtti.
Marilyn, bu yalanı söylerken tek amacı annesini korumaktı. Ondan utandığı falan yoktu. Hayatı boyunca da annesine yardım etmek için elinden geleni yaptı.