Görevli Şehir : Mardin ...
Mardin ilk kurulduğu zamandan itibaren coğrafi konumu itibariyle bir çok medeniyete her zaman çekici gelmiştir. Medeniyetler beşiği Mezopotamya Bölgesi' nin kuzeyinde yer alan Mardin; tarıma ve hayvancılığa elverişli düz ovalarıyla, Anadolu' ya bir geçiş ve tarihi İpek Yolu' nun önemli ticaret kentlerinden biri olmasıyla, tarih sürecinde birçok defa istila edilmiştir. Geçen yüzyıldan itibaren ise, hem ülkemiz hem de dünya için çok önemli bu tarihi kent, her alanda alınan yanlış kararlar yüzünden çekiciliğini zamanla yitirmiştir. Üstünlüğünü sağlayan coğrafi konumu, sosyal ve ekonomik alanlarda uzun bir süre aleyhine çalışmıştır. Ekonomik zorluklar, eğitimin, tarımın ve hayvancılığın öldürülmesi Mardin'i kapalı bir kutuya dönüştürmüştür. Son yıllarda, başta güvenlik sorunun azalmasıyla, aradaki farkı kapatmaya çalışan Mardin, şimdi her alanda, hem ülkemizde hem de dünyada, "gözde" konumuna tekrar yükselmeye başlamıştır.
Mardin' in yaşı neredeyse 7000' dir ve üzerinde yaşayan toplulukların bıraktığı birçok yapı bulunmaktadır. Bu yapıların birçoğu, başta meşhur evleri ve sokakları olmak üzere, günümüze kadar ayakta kalabilmiştir. Toprağın gizledikleri ise arkeolojik kazılarla gün yüzüne çıkarılmaktadır. Bu özelliğiyle şehir ve civarı yaşayan bir tarihtir ve önemli tarihsel olaylara tanıklık ettiği için korunması gerekmektedir. Bu sebeple şehir, 1974 yılında kentsel sit alanı olarak ilan edilmiştir. Ancak, hatırı sayılır bir geçmişe sahip bu şehrimiz, Türkiye' nin ekonomik açıdan en geri kalan şehridir. Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, ekonomik çıkarlar devreye girdiğinde, kentsel sitlerle ilgili koşulların ve kararların da tam olarak uygulanması her zaman zor olmuştur. Mardin maden açısından pek zengin olmayabilir ama zaten kendisi bir altın madeni olan şehre , özellikle "eski" bölgeye, modern tarzda yapılan eklemeler madeni kapatmakla eş değerdedir. Mardin; Venedik ve Kudüs gibi şehirlerden sonra dünyada 3. sit alanı içinde olan şehirdir. Venedik' e her yıl ortalama 20 milyon, Kudüs' e 3,5 milyon civarında turist gelmekte ve bu rakamlar bir ülke için paha biçilemez bir değerdedir. 2000' li yılların başından itibaren bu tarihsel değer, ülke çapında yeniden kıymete binmiş ve iyileştirmeler ve yatırımlar ivme kazanmıştır. Ancak ekonomik baskılar, sosyal ve siyasi meyiller, kararlığı ve başarıyı nereye kadar ve ne kadar götürecektir veya doğru kararlar mı alınacaktır, bilemeyiz. Tarihte bir çok ilklerin ortaya çıktığı ve önemli olayların yaşandığı Mardin, geçmişini koruduğu takdirde, özünü hatırlayacak ve bugününü anlayıp, kendini daha iyi ifade edecektir.
Mardin'le ilgili her yazı ve konuşmada dendiği gibi; "Mardin kardeşlik ve hoşgörü şehridir"... Mardin' in özü budur. Çünkü şehrin tarihine bakıldığında, farklı dinlerden, ırklardan bile olsalar bazen düşmana karşı birlikte karşı koyduklarını; bazen bütün halkı korumak için savaşmadan şehrin anahtarını verdiklerini; İngilizler' in Fransızlar' ın karşısında birlik ve beraberlik içinde kenetlenmiş savaşmaya hazır ama konuşmayı tercih ederek şehirlerini koruduklarını; aynı milli beraberlik ve bütünlük örneğini Atatürk' ü karşılarken gösterdikleri coşkuda da görebiliyoruz. Eğer Mardin' in bir görevi varsa; o da dünyaya barışın güzelliğini, farklılıkların da birlikte huzur içinde yaşayabileceğini göstermek olmalı ... Tohumunda barış ve kardeşliğin olduğu bu şehir; aksi söylemlerin ve kararların yönetmesiyle, bu şehirle bağdaşmayan görüşlerin baskılarıyla "örnek şehir" olma ünvanını kaybetmeyi hak etmiyor.
Coğrafi konumunun, tarihinin, mimarisinin, etnik ve dini, kültürel değerlerinin önemi; dünyaya ve insana olan bakış ve tavrı bu şehri farklılaştıran nedenlerdi... Kentin, unutulmak üzere olan öz ruhu buydu ...
BU YAZININ TÜM HAKLARI ŞAHSIMA AİTTİR. İZİNSİZ HİÇBİR YERDE KULLANILAMAZ.
Mardin ilk kurulduğu zamandan itibaren coğrafi konumu itibariyle bir çok medeniyete her zaman çekici gelmiştir. Medeniyetler beşiği Mezopotamya Bölgesi' nin kuzeyinde yer alan Mardin; tarıma ve hayvancılığa elverişli düz ovalarıyla, Anadolu' ya bir geçiş ve tarihi İpek Yolu' nun önemli ticaret kentlerinden biri olmasıyla, tarih sürecinde birçok defa istila edilmiştir. Geçen yüzyıldan itibaren ise, hem ülkemiz hem de dünya için çok önemli bu tarihi kent, her alanda alınan yanlış kararlar yüzünden çekiciliğini zamanla yitirmiştir. Üstünlüğünü sağlayan coğrafi konumu, sosyal ve ekonomik alanlarda uzun bir süre aleyhine çalışmıştır. Ekonomik zorluklar, eğitimin, tarımın ve hayvancılığın öldürülmesi Mardin'i kapalı bir kutuya dönüştürmüştür. Son yıllarda, başta güvenlik sorunun azalmasıyla, aradaki farkı kapatmaya çalışan Mardin, şimdi her alanda, hem ülkemizde hem de dünyada, "gözde" konumuna tekrar yükselmeye başlamıştır.
Mardin' in yaşı neredeyse 7000' dir ve üzerinde yaşayan toplulukların bıraktığı birçok yapı bulunmaktadır. Bu yapıların birçoğu, başta meşhur evleri ve sokakları olmak üzere, günümüze kadar ayakta kalabilmiştir. Toprağın gizledikleri ise arkeolojik kazılarla gün yüzüne çıkarılmaktadır. Bu özelliğiyle şehir ve civarı yaşayan bir tarihtir ve önemli tarihsel olaylara tanıklık ettiği için korunması gerekmektedir. Bu sebeple şehir, 1974 yılında kentsel sit alanı olarak ilan edilmiştir. Ancak, hatırı sayılır bir geçmişe sahip bu şehrimiz, Türkiye' nin ekonomik açıdan en geri kalan şehridir. Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, ekonomik çıkarlar devreye girdiğinde, kentsel sitlerle ilgili koşulların ve kararların da tam olarak uygulanması her zaman zor olmuştur. Mardin maden açısından pek zengin olmayabilir ama zaten kendisi bir altın madeni olan şehre , özellikle "eski" bölgeye, modern tarzda yapılan eklemeler madeni kapatmakla eş değerdedir. Mardin; Venedik ve Kudüs gibi şehirlerden sonra dünyada 3. sit alanı içinde olan şehirdir. Venedik' e her yıl ortalama 20 milyon, Kudüs' e 3,5 milyon civarında turist gelmekte ve bu rakamlar bir ülke için paha biçilemez bir değerdedir. 2000' li yılların başından itibaren bu tarihsel değer, ülke çapında yeniden kıymete binmiş ve iyileştirmeler ve yatırımlar ivme kazanmıştır. Ancak ekonomik baskılar, sosyal ve siyasi meyiller, kararlığı ve başarıyı nereye kadar ve ne kadar götürecektir veya doğru kararlar mı alınacaktır, bilemeyiz. Tarihte bir çok ilklerin ortaya çıktığı ve önemli olayların yaşandığı Mardin, geçmişini koruduğu takdirde, özünü hatırlayacak ve bugününü anlayıp, kendini daha iyi ifade edecektir.
Mardin'le ilgili her yazı ve konuşmada dendiği gibi; "Mardin kardeşlik ve hoşgörü şehridir"... Mardin' in özü budur. Çünkü şehrin tarihine bakıldığında, farklı dinlerden, ırklardan bile olsalar bazen düşmana karşı birlikte karşı koyduklarını; bazen bütün halkı korumak için savaşmadan şehrin anahtarını verdiklerini; İngilizler' in Fransızlar' ın karşısında birlik ve beraberlik içinde kenetlenmiş savaşmaya hazır ama konuşmayı tercih ederek şehirlerini koruduklarını; aynı milli beraberlik ve bütünlük örneğini Atatürk' ü karşılarken gösterdikleri coşkuda da görebiliyoruz. Eğer Mardin' in bir görevi varsa; o da dünyaya barışın güzelliğini, farklılıkların da birlikte huzur içinde yaşayabileceğini göstermek olmalı ... Tohumunda barış ve kardeşliğin olduğu bu şehir; aksi söylemlerin ve kararların yönetmesiyle, bu şehirle bağdaşmayan görüşlerin baskılarıyla "örnek şehir" olma ünvanını kaybetmeyi hak etmiyor.
Coğrafi konumunun, tarihinin, mimarisinin, etnik ve dini, kültürel değerlerinin önemi; dünyaya ve insana olan bakış ve tavrı bu şehri farklılaştıran nedenlerdi... Kentin, unutulmak üzere olan öz ruhu buydu ...
BU YAZININ TÜM HAKLARI ŞAHSIMA AİTTİR. İZİNSİZ HİÇBİR YERDE KULLANILAMAZ.