Mezopotamya' nın güzelliklerini günümüze taşıyan Mardin, daha çok tarihi dokusuyla ve yemekleriyle akıllarda yer ettiyse de; telkari işçiliği, leblebi, peksimet, mavi badem şekeri, taklacı güvercin denince akla ilk gelen şehirlerden biri aslında.
Mardin' in ilçesi Midyat, telkari işçiliğinin doğup, büyüdüğü yerdir, diyebiliriz. Günümüzde birçok el sanatı gibi bu sanat da endüstrileşmeye yenik düşmek üzeredir. Ancak yüzyılların kültür belgelerinden biri olan telkariyi, Mardin' deki genç nesil sürdürme gayreti içinde. Motif olarak sıkça kullanıldığından dolayı telkariye "vav işi" de denmektedir. Tütün kutuları, sigara ağızlıkları, fincan zarfları, tepsiler, kemerler bu işlemeciliğin en çok görüldüğü aksesuar ve takılardır. Seyahatiniz sadece Mardin merkezle sınırlıysa, ana caddede telkari ürünleri satan bir çok dükkan var. Ancak bu işin merkezi Midyat olduğu için orada daha fazla çeşit bulabilirsiniz. Yolunuz Midyat' a düşerse telkari bir ürün almadan dönmeyin.
Teknolojiye yenik düşmek üzere olan diğer bir el sanatı da "bakır işlemeciliği". Çok meşakkatli bir çalışmanın ardından çıkan bu sanat şaheserlerinden Mardin Bakırcılar Çarşı' nda bulabilirsiniz.
Meraklısına "güvercin" denince, Urfa' nın postacı güvercinlerinin ve Mardin' in taklacı güvercinlerinin aklına gelmesi çok doğal. Zira, Mardin' den yurdumuza yayılan ve diğer ismi de "Mardin" olan taklacı güvercinler bu kentin sembolü olmuştur. Henüz tam olarak kanıtlanmamış olsa da, bu güvercin ırkının ana yurtları olan Orta Asya' dan Türk göçleriyle şehre geldiği düşünülmektedir. Mardin' de pek çok kişi güvercin yetiştiriciliği yapıyor, ancak bir güvercin sevdalısı olan "Mardin Güvercinleri Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı" nın kümeslerini görmenizi tavsiye ederiz. Mardin' in ruhundaki kardeşlik duygularına bu kadar güzel yakışan barışın simgesi güvercinler her türlü objede yer almış. Siz de "Mardin' den başka ne alsam" diye düşünüyorsanız, hem kendinize hem de hediyelik olarak "taklacı güvercin" ürünlerini seçebilirsiniz.
Sevdiklerinize ve kendinize alabileceğiniz diğer bir hediye ise, çok tatlı ve renkli: Mardin' in ünlü mavi badem şekeri. Lahor bitkisinin kökünden elde edilen boya kullanıldığı için rengi mavi olan bu şekerlerin en güzellerini "Davut Selim" den alabilirsiniz.
Fıstığın olmamış hali çitlembik (bıttım) yapraklarının yağından üretilen bıttım sabunu veya halkın diğer bir deyişiyle botan sabunu da Mardin denince akla ilk gelenlerden. Tamamen doğal olan bu sabunu 1. Cadde' deki Mehmet Dede' den alabilirsiniz.
Mardin' in ayrıca "Şahmeran Efsanesi" de meşhurdur. Bedeninin üst kısmı insan, alt kısmı ise yılan olan bu doğaüstü varlıkların tasvirleri bir çok tabloyu süslemektedir. Tablonun bulunduğu eve bolluk ve bereket getirdiğine inanılır.
Fırınlarda, lokantalarda, evlerde en çok göze batan ekmeklerden biri de peksimet yani "bakısma". Peksimet kuru olduğu için uzun süre dayanabilen ve tadı değişmeyen bir ekmek olduğu için Hacca gidenlerin yanına verile katıktır. Genelde kahvaltılarda çayla beraber yenir.
"Dağlı Leblebi" olarak da anılan Mardin leblebisinin tarihi 450 yıl öncesine dayanır. Ülkemizde "leblebi" denince aklımıza Çorum gelse de, Mardin leblebisi de iri ve tuzlu olma özelliğiyle ona rakiptir. Bisen Kuruyemiş' den odun ateşinde kavrulmuş leblebinizi alabilirsiniz.
Mardin' in ünlü "Mazruna" üzümlerinden yapılan cevizli sucuğundan mutlaka tadın. Bir enerji kaynağı olan cevizli sucuğun daha çok kışın tüketilmesi tavsiye ediliyor.
"Mardin" e has olan şeyler arasında takunya, Süryani şarabı, çörek gibi daha bir çok şey var. Biz burada akla ilk gelenleri, en meşhurlarını sıralamaya çalıştık. Ancak "Mardin" denince akla ilk gelmesi gereken şey; buradaki halkın, yüzyıllardır hoşgörü, kardeşlik ve barış içinde yaşıyor olmasıdır. Yurdumuzun böyle bir kente sahip olması, gurur kaynağı olmalıdır.
BU YAZININ TÜM HAKLARI ŞAHSIMA AİTTİR. İZİNSİZ HİÇBİR YERDE KULLANILAMAZ.
Mardin' in ilçesi Midyat, telkari işçiliğinin doğup, büyüdüğü yerdir, diyebiliriz. Günümüzde birçok el sanatı gibi bu sanat da endüstrileşmeye yenik düşmek üzeredir. Ancak yüzyılların kültür belgelerinden biri olan telkariyi, Mardin' deki genç nesil sürdürme gayreti içinde. Motif olarak sıkça kullanıldığından dolayı telkariye "vav işi" de denmektedir. Tütün kutuları, sigara ağızlıkları, fincan zarfları, tepsiler, kemerler bu işlemeciliğin en çok görüldüğü aksesuar ve takılardır. Seyahatiniz sadece Mardin merkezle sınırlıysa, ana caddede telkari ürünleri satan bir çok dükkan var. Ancak bu işin merkezi Midyat olduğu için orada daha fazla çeşit bulabilirsiniz. Yolunuz Midyat' a düşerse telkari bir ürün almadan dönmeyin.
Teknolojiye yenik düşmek üzere olan diğer bir el sanatı da "bakır işlemeciliği". Çok meşakkatli bir çalışmanın ardından çıkan bu sanat şaheserlerinden Mardin Bakırcılar Çarşı' nda bulabilirsiniz.
Meraklısına "güvercin" denince, Urfa' nın postacı güvercinlerinin ve Mardin' in taklacı güvercinlerinin aklına gelmesi çok doğal. Zira, Mardin' den yurdumuza yayılan ve diğer ismi de "Mardin" olan taklacı güvercinler bu kentin sembolü olmuştur. Henüz tam olarak kanıtlanmamış olsa da, bu güvercin ırkının ana yurtları olan Orta Asya' dan Türk göçleriyle şehre geldiği düşünülmektedir. Mardin' de pek çok kişi güvercin yetiştiriciliği yapıyor, ancak bir güvercin sevdalısı olan "Mardin Güvercinleri Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı" nın kümeslerini görmenizi tavsiye ederiz. Mardin' in ruhundaki kardeşlik duygularına bu kadar güzel yakışan barışın simgesi güvercinler her türlü objede yer almış. Siz de "Mardin' den başka ne alsam" diye düşünüyorsanız, hem kendinize hem de hediyelik olarak "taklacı güvercin" ürünlerini seçebilirsiniz.
Sevdiklerinize ve kendinize alabileceğiniz diğer bir hediye ise, çok tatlı ve renkli: Mardin' in ünlü mavi badem şekeri. Lahor bitkisinin kökünden elde edilen boya kullanıldığı için rengi mavi olan bu şekerlerin en güzellerini "Davut Selim" den alabilirsiniz.
Fıstığın olmamış hali çitlembik (bıttım) yapraklarının yağından üretilen bıttım sabunu veya halkın diğer bir deyişiyle botan sabunu da Mardin denince akla ilk gelenlerden. Tamamen doğal olan bu sabunu 1. Cadde' deki Mehmet Dede' den alabilirsiniz.
Mardin' in ayrıca "Şahmeran Efsanesi" de meşhurdur. Bedeninin üst kısmı insan, alt kısmı ise yılan olan bu doğaüstü varlıkların tasvirleri bir çok tabloyu süslemektedir. Tablonun bulunduğu eve bolluk ve bereket getirdiğine inanılır.
Fırınlarda, lokantalarda, evlerde en çok göze batan ekmeklerden biri de peksimet yani "bakısma". Peksimet kuru olduğu için uzun süre dayanabilen ve tadı değişmeyen bir ekmek olduğu için Hacca gidenlerin yanına verile katıktır. Genelde kahvaltılarda çayla beraber yenir.
"Dağlı Leblebi" olarak da anılan Mardin leblebisinin tarihi 450 yıl öncesine dayanır. Ülkemizde "leblebi" denince aklımıza Çorum gelse de, Mardin leblebisi de iri ve tuzlu olma özelliğiyle ona rakiptir. Bisen Kuruyemiş' den odun ateşinde kavrulmuş leblebinizi alabilirsiniz.
Mardin' in ünlü "Mazruna" üzümlerinden yapılan cevizli sucuğundan mutlaka tadın. Bir enerji kaynağı olan cevizli sucuğun daha çok kışın tüketilmesi tavsiye ediliyor.
"Mardin" e has olan şeyler arasında takunya, Süryani şarabı, çörek gibi daha bir çok şey var. Biz burada akla ilk gelenleri, en meşhurlarını sıralamaya çalıştık. Ancak "Mardin" denince akla ilk gelmesi gereken şey; buradaki halkın, yüzyıllardır hoşgörü, kardeşlik ve barış içinde yaşıyor olmasıdır. Yurdumuzun böyle bir kente sahip olması, gurur kaynağı olmalıdır.
BU YAZININ TÜM HAKLARI ŞAHSIMA AİTTİR. İZİNSİZ HİÇBİR YERDE KULLANILAMAZ.