Yatak Odası Diyalogları
Haftaya gülerek başlamanız dileğiyle herkese mutlu,neşeli, iyi haftalar...
"Yatak Odası Diyalogları" Birol Güven'in 2006 yılında Alfa Yayınları'ndan çıkan kitabıdır. Belki çoğunuz okumuşsunuzdur veya bir yerlerde konusu geçmiştir. Aslında televizyonda yayınlanan "Bir kadın Bir erkek" in senaryosu ile çok benzeşmekte. Acaba kitabın tvye uyarlanmış hali mi diye araştırdım ama aralarında hiçbir bağ bulamadım. Eğer yanlışım varsa lütfen düzeltin...
Tabii diyaloglar oldukça uzun, ben biraz keserek buraya aktarıyorum . Yine müzik eşliğinde okuyabilirsiniz (bakınız sayfa sonu)...
İstanbul'un merkezindeki modern bir sitenin modern döşenmiş dairelerinden birinde İpek ve kocası Ahmet tv seyretmektedirler. Kumanda İpek'in elindedir. Ancak tv da seyredecek hicbirsey yoktur. Ahmet yatmayı teklif eder, ama İpek uykusu olmadıgını söyler, Ahmet de teklif ettiginin uyku olmadıgını söyleyince İpek basının agridigi mazeretini one sürer. Aralarında başlayan tartışma su sekilde devam eder;
> İpek- İste senin sorunun bu, hemen olsun bitsin istiyorsun. Çabucak ...
> Ahmet- Olur me be? Dünyada sekse bizim kadar zaman ayıran başka bir çift var mıdır acaba?
> İ: evet, çok uzun 5 dakika...
> A: Hayir efendim, 2 saat 5 dakika. 2 saat ikna, 5 dakika sevişme.
> İ: nasıl böyle bir anda olabiliyor anlayamıyorum. Bir dakika önce hiçbir şey yok, televizyon seyrediyorsun, bir dakika sonra gözlerin donüyor.Hersey nasıl bu kadar hızlı gelisebiliyor? Hiçbir uyarı sinyali yok. Öncü bir girişim yok. İsten geliyorum mutfakta birseyler yapıyorum. Etrafı toparlayacağım bulaşık falan yıkayacağım. Bir anda dikiliyorsun karşıma 'hadi' diye.
Yani senin hiç mı ısınma sürecin yok? Futbolcular bile ısınmadan sahaya çıkmıyorlar.Sen bir saniye icinde 280derece ısıya
çıkabiliyorsun.
> Ahmet-Sen de çık
> İpek-Ben öyle değilim.ben su ana burada bulaşık yikarken bir anda dönüp yatağa giremem, benim zamana ihtiyacım var. Hazırlığa ihtiyacım var.
> Ahmet-Doğru,senin yatağa girmeden önce 1 yıl hazırlık okuman lazım.
İpek-Hic degilse oturup biraz sohbet edelim....
> Ahmet - en azından saatlerce yalvartmadan yapabiliriz her ne yapacaksak.
> İpek- İstersen bir levha yaptıralım, sen onu gösterince ben koşarak yatağa gideyim ve soyunayım. Sen de geri say, soyunma işlemim 10 saniyeden uzun sürerse ceza puanı ver bana.
> Ahmet- tüm evlilik hayatımız boyunca ettigin en güzel laf bu, İpek. Bu bence asrın buluşu. Hemen o kartı yaptıralım ve ceza
sistemine başlayalım.
> İpek-İsin kolayına kaçmaya bayılırsın Ahmet. Armut piş ağzıma düş. Hemen simdi beklemeye hiç tahammülün yok değil mı?
> Ahmet - ya, çok pardon ama sen benim karimsin , neyi bekleyeceğim ? Neden yatmak için seni ikna etme stresi yasıyorum ki ben? Ayrıca bana beklemiyorsun deme. Ben sana bir şey teklif etmeden önce hindi gibi düşünüyorum. Acaba evet diyecek mı? Acaba ne diyecek? Ay, ne olur hayır demesin... Peki ya hayır derse? Ya kabul etmezse? Ne bahtsiz insanlarız biz ya!
AB' ye girmek için Avrupalilari ikna et. Kuzey İrak için Amerikalilari ikna et. Yatmak için karını ikna et.
"Yatak Odası Diyalogları" Birol Güven'in 2006 yılında Alfa Yayınları'ndan çıkan kitabıdır. Belki çoğunuz okumuşsunuzdur veya bir yerlerde konusu geçmiştir. Aslında televizyonda yayınlanan "Bir kadın Bir erkek" in senaryosu ile çok benzeşmekte. Acaba kitabın tvye uyarlanmış hali mi diye araştırdım ama aralarında hiçbir bağ bulamadım. Eğer yanlışım varsa lütfen düzeltin...
Tabii diyaloglar oldukça uzun, ben biraz keserek buraya aktarıyorum . Yine müzik eşliğinde okuyabilirsiniz (bakınız sayfa sonu)...
İstanbul'un merkezindeki modern bir sitenin modern döşenmiş dairelerinden birinde İpek ve kocası Ahmet tv seyretmektedirler. Kumanda İpek'in elindedir. Ancak tv da seyredecek hicbirsey yoktur. Ahmet yatmayı teklif eder, ama İpek uykusu olmadıgını söyler, Ahmet de teklif ettiginin uyku olmadıgını söyleyince İpek basının agridigi mazeretini one sürer. Aralarında başlayan tartışma su sekilde devam eder;
> İpek- İste senin sorunun bu, hemen olsun bitsin istiyorsun. Çabucak ...
> Ahmet- Olur me be? Dünyada sekse bizim kadar zaman ayıran başka bir çift var mıdır acaba?
> İ: evet, çok uzun 5 dakika...
> A: Hayir efendim, 2 saat 5 dakika. 2 saat ikna, 5 dakika sevişme.
> İ: nasıl böyle bir anda olabiliyor anlayamıyorum. Bir dakika önce hiçbir şey yok, televizyon seyrediyorsun, bir dakika sonra gözlerin donüyor.Hersey nasıl bu kadar hızlı gelisebiliyor? Hiçbir uyarı sinyali yok. Öncü bir girişim yok. İsten geliyorum mutfakta birseyler yapıyorum. Etrafı toparlayacağım bulaşık falan yıkayacağım. Bir anda dikiliyorsun karşıma 'hadi' diye.
Yani senin hiç mı ısınma sürecin yok? Futbolcular bile ısınmadan sahaya çıkmıyorlar.Sen bir saniye icinde 280derece ısıya
çıkabiliyorsun.
> Ahmet-Sen de çık
> İpek-Ben öyle değilim.ben su ana burada bulaşık yikarken bir anda dönüp yatağa giremem, benim zamana ihtiyacım var. Hazırlığa ihtiyacım var.
> Ahmet-Doğru,senin yatağa girmeden önce 1 yıl hazırlık okuman lazım.
İpek-Hic degilse oturup biraz sohbet edelim....
> Ahmet - en azından saatlerce yalvartmadan yapabiliriz her ne yapacaksak.
> İpek- İstersen bir levha yaptıralım, sen onu gösterince ben koşarak yatağa gideyim ve soyunayım. Sen de geri say, soyunma işlemim 10 saniyeden uzun sürerse ceza puanı ver bana.
> Ahmet- tüm evlilik hayatımız boyunca ettigin en güzel laf bu, İpek. Bu bence asrın buluşu. Hemen o kartı yaptıralım ve ceza
sistemine başlayalım.
> İpek-İsin kolayına kaçmaya bayılırsın Ahmet. Armut piş ağzıma düş. Hemen simdi beklemeye hiç tahammülün yok değil mı?
> Ahmet - ya, çok pardon ama sen benim karimsin , neyi bekleyeceğim ? Neden yatmak için seni ikna etme stresi yasıyorum ki ben? Ayrıca bana beklemiyorsun deme. Ben sana bir şey teklif etmeden önce hindi gibi düşünüyorum. Acaba evet diyecek mı? Acaba ne diyecek? Ay, ne olur hayır demesin... Peki ya hayır derse? Ya kabul etmezse? Ne bahtsiz insanlarız biz ya!
AB' ye girmek için Avrupalilari ikna et. Kuzey İrak için Amerikalilari ikna et. Yatmak için karını ikna et.