Türkü; Türk' e özgü demektir. Duygu yüklü Anadolu Halkı, her türlü acısını ve mutluluğunu şiire döker, sonra elinde sazı bu şiire ezgi verir. İşte bu türkünün doğuşudur. Sevda, kahramanlık, hasret, ölüm, doğa, çocuklar ve törenler için türkü yakılır. Mardin' in de içinde yer aldığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi' nin halkı en çok hoyrat, gazeller, barak ağzıyla icra eder türkülerini. Aşkını, hasretini, barış ve beraberliği işler konularında. Ezan ve çan seslerinin birbirine karıştığı Mardin'in daracık sokaklarındaki altın gibi parlayan taş evlerinde veya civar köylerinde kimbilir ne kadar çok acı-tatlı olaylar yaşanmıştır.
Mardinli bestekar Abdülkerim Çuha' nın girişimleriyle Mardin Valiliği tarafından hazırlatılan ve 2006 yılında yayınlanan bu yöreye ait halk müzikleri bir kitapta toplanmıştır. Mardin yöresine ait türkülere örnek verecek olursak; Dalal, Aylele Hinne, Sabiha (Ayrıldım Gülüm Senden), Yola Çıktım Mardin' e, Şevko (Çok Hoş Olur) , Hamdo, Kumaşım Var Bezim Var, Ey Gülcü Güllerin Satan, Kirpiklerin Ok mudur, Deriko, Camiler Kiliseler bazılarıdır...
En ünlü türkülerinden olan "Yola Çıktım Mardin" e türküsü için şu hikaye anlatılır ... "Bir zamanlar Midyat' daki köylerinden birinde bir ağanın Halime adında güzeller güzeli bir kızı varmış. Güzelliğini bilmeyen yokmuş. Başlık parası ve kızın da bir türlü kimseyi beğenememesi yüzünden kimseye yar olamıyormuş. Bir gün yaşlı bir kadın kızı, oğluna istemiş. Gençler birbirlerine ilk görüşte aşık olmuşlar. Ama istenen 40bin liralık başlık parası, yaşlı kadın ve oğlu için ödeyemeyecekleri bir miktarmış. Fakir oğlan bu parayı kazanmak için, Mevlası' na sığınarak, gurbet yollarına düşmüş. Ama bir daha dönememiş. Halime sevdiği oğlan "bir gün gelir" diye bekleyip durmuş; ama kimse gelmemiş ve bir daha da kimseyi istememiş. " Burada "Estel-Midyat " denilen yer için 2014 yılında bir belgesel çekimine başlanmıştır. Sözleri şöyledir;
Yola çıktım Mardin'e
Düştüm senin derdine
Mevlam sabırlar versin
Yarini yitirene
Estel Midyat arası
Sevdan başım belası
Senin baygın gözlerin
Merhem yürek yarası
Estel yolun yarısı
Yandı başım arası
Bana gurbet gezdirir
Kırk bin başlık parası
Yöreye ait türkülerde de, yüzyıllardır yaşayan barış içinde Mardin Halkı' nın medeniyetini görürüz. Camiler ve Kiliseler türküsü Süryani ve Arap kültürünün izlerini taşıyan bir türküdür. Cami ve kilisenin aynı türküde geçmesi hoşgörü ve beraberliğin güzel bir örneğidir. Mardin'in en güzel türkülerinden olan "Turnam yare selam söyle" ise müziğini Ermeni halk türküsünden almış ve Aşık Kerem tarafından Türkçe söylenmiş bir türküdür.
"Deriko", yine birbirine kavuşamayan sevgililerin hikayesini anlatır. Sabiha veya Ayrıldım Gülüm Senden ismiyle de bilinen Mardin türküsü, birbirlerinden uzak kalan sevgililerin birbirlerine duydukları kıskançlığı, sevdayı atışmalarla anlatır. Genel olarak baktığımızda Mardin türkülerine aşkın ve oyun havalarının hakim olduğu görülmektedir. Kızların, özellikle Süryani ve Mihalmi kızlarının, fiziksel ve ruhsal güzelliklerini konu ederler.
Kelebeğin müjde getirdiğine inanan bir anne; çocuğuna müjde getirdiğine inandığı kelebeğin kanat sesinin de çocuğunu uyandırmamasını diler. İşte kelebeğe seslendiği ninnin sözleri ...
Can bebeğim gözbebeğim
Müjde veren kelebeğim
Bebeğimi uyandırma
Sana güller vereceğim
Ninni bebek ninni oy ...
Mardin Kapısı' ndan Atlayamadım isimli türkü ise Diyarbakır yöresine ait olmakla beraber Mardin' de de o kadar çok söylenir ki, bazı Mardinliler bile bu türkünün Mardin' e ait olmadığını bilmez. Bu hareketli türkü, sevdiğine kavuşamayan bir gencin, sevdiğinin akrabaları tarafından kovalanmasını anlatır.
BU YAZININ TÜM HAKLARI ŞAHSIMA AİTTİR. İZİNSİZ HİÇBİR YERDE KULLANILAMAZ.