Mardin' e ayak bastığınız anda tarihten canlı bir sahneye , bir film platformuna veya kocaman bir müzeye gelmiş gibi hissediyorsunuz kendinizi. Bu nedenledir ki, şehir 1974 yılında SİT alanı olarak ilan edilmiş ve koruma altına alınmıştır... Mardin ayrıca UNESCO' nun Dünya Mirası Geçici Listesi' ne alınmış, 2014 yılında da binaların restorasyonları için 9milyon Avroluk protokol imzalanmıştır. Bu listeye alınmasının da etkisiyle, şehre gelen turist sayısında, özellikle 2000' li yıllardan sonra, önemli bir artış olmuştur. Sadece kültür turizmi için değil, inanç turizmi için de şehre gelen birçok yerli ve yabancı turist vardır.
Arkeolojik olarak baktığımızda, Büyük İskender'le Pers İmparatorluğu' nun savaşlarına tanıklık etmiş Dara Harabeleri; kaleler (Mardin, Rabat, Marin, Aznavur), Gırnavaz Örenyeri, çarşılar ve Mardin'le bütünleşmiş evler "Mardin'de görülecek yerler" listesinin demirbaşlarıdır.
Mardin' e dini amaçlarla gelen turistler de önemli yer tutmaktadır. Zira Mardin, Manisa' dan sonra ülkemizde dini tesislerin en fazla alan kapladığı ikinci şehrimizdir. Mardin- Midyat- Nusaybin üçgeninde daha çok Hristiyan yapılar vardır. Mardin-Midyat platosu yani Turabdin Bölgesi Süryaniler için dünyada önemli bir dini bölgedir. Burada Süryaniler için önemli 5 manastır bulunmaktadır: Deyrulzeferan Manastırı, Mor Gabriel Manastırı, (Midyat), Meryem Ana Manastırı (Midyat), Mor Yakup Manastırı (Midyat) ve Mor Malke Manastırı (Nusaybin), Deyrülumur' dur (Midyat). Ayrıca manastırlardan başka birçok kilise de bulunmaktadır: Günümüzde 25 kilise halen ibadete açıktır. Mardin' in Artuklular' ın başkenti olması sebebiyle buradaki İslam eserleri de oldukça önemidir. Şehrin en önemli ibadet merkezi Ulu Camii, Kasimiye Medresesi, Zinciriye Medresesi, Latifiye Camii, Şehidiye Camii sayılabilir.
Kütür ve inanç turizminden başka doğa turizmi de bu bölge için potansiyel bir turizm türüdür. Mardin ilinde çok sayıda mağara, çay ve dereler, ovalar ve vadiler bulunmaktadır. Nusaybin ve Midyat arasında bulunan Beyazsu, Karasu, Bakırkırı, Zinnar Bağları, Sultanköy Bahçeleri, Kızıltepe’de Gurs vadisi köyleri ve şelaleler, Savur meyve bahçeleri, Yeşilli vadisi, Anıtlı, Mercimekli, Kıllıt (Dereiçi) köyleri doğa turizminin gelişmesine yönelik büyük avantajlar sunmaktadır. Yörede başlıca yaban hayvanları keklik, tavşan, çulluktur. Avcılar için, bu konuda oldukça caziptir. Mardin' de termal turizmi de yapılmaktadır. Dargeçit ilçesi sınırları içerisindeki Germ-i Ab kaplıcası, şifalı suları ile yörenin en önemli termal merkezidir.
Ayrıca Kiraz Festivali, Ömerli Üzüm Festivali gibi festivaller, Mardin Bienali, Mardin Uluslararası Resim Sempozyumu, Tıp Kongreleri vb. gibi etkinlikler ve yöredeki el sanatları da şehre turist çekmesi açısından önemlidir.
Mardin İl Kültür Turizm Müdürlüğü' nün verdiği bilgiye göre; şehre 2013 yılında gelen yerli ve yabancı turist sayısı 169bin iken, 2014 yılının ilk 6 ayında 209bin olmuştur. Turist sayısının her yıl artmasıyla buraya yapılan teşvikler ve yatırımlar da artmıştır. Turizmin buraya, yıllardır özlemle beklediği ekonomik canlılığı getireceği herkesin ortak kanısıdır. Ancak İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi şehirlerden Mardin'e karayolundan ulaşımın çok uzun sürmesi; Mardin' de sadece yurtiçi uçuşların yapıldığı tek bir havalimanının olması; demiryollarının modernleştirilmemiş olması; buraya yapılan seyahatlerin genelde GAP turları içinde yer alıp ortalama 2 gün sürmesi veya gelen ziyaretçilerin büyük bir kısmının eş-dost-akraba ziyaretine gelip gecelemeden gitmeleri; iklim şartları; güvenlik kaygıları; temizlik sorunu; fiyatlar; yeterli sayıda eğitimli personel olmayışı; yetersiz altyapı; restoranların az ve yeterli kalitede olmayışı ve kısıtlı yiyecek alternatifleri gibi olumsuz koşullar buradaki turizmin gelişmesini ve sürdürülebilirliğini engellemektedir. Bu konuların iyileştirilmesi ve eksiklerin giderilmesi durumunda Mardin'in, turizm açısından, hem bölgeye hem de ülkemize ciddi anlamda ekonomik getirisi olacaktır.
BU YAZININ TÜM HAKLARI ŞAHSIMA AİTTİR. İZİNSİZ HİÇBİR YERDE KULLANILAMAZ.