Jale Önder ile spiritüalizm,ezoterizm üzerine bir söyleşi... Haftalık Söyleşiler başlığı altında...
0 Comments
Marilyn Monroe, 1949 yılının sonunda şeytanın bacağını kırdı ve "Elmas Kaçakçıları" (The Asphalt Jungle) filminde rol kaptı. Film, 4 dalda Oscar'a aday oldu. Marilyn rolünü layığıyla oynayıp bu işten alnının akıyla çıktı. Bu rol, kariyeri için çok önemli bir adımdı. Filmin çekimi sırasında, sahnelerini Natasha ile çalışıyordu. Natasha onunla sahneleri çalışırken, kendisini endişelendirecek bir olay yaşandı. Natasha bir akşam bir sahneyi çalışmak için Marilyn'in evine gider. Kapıyı çalar , ama Marilyn kapı çalınınca ışıkları kapatır ve ısrarla çalınan kapıyı da açmaz. En sonunda Natasha ona seslenir ve kapı neden sonra açılır. Ona ne olduğunu sorduğunda Marilyn, kapının dışında erkek sesleri duyduğunu ve kapı çalınınca korktuğunu söyler. (Bu arada çalışacakları sahnenin konusu da şöyledir: Marilyn'in canlandırdığı karakter sevinçle yakında çıkacağı geziyi anlatıyordu. Sonra kapı çalınıyor ve korkuyordu. Senaryoya göre bir grup adam içeri dalıyor ve bir konuda söylediği yalanı itiraf etmezse onu hapse attırmakla tehdit ediyordu.) Natasha ilk başta bu olayı önemsememiş, ama Marilyn sürekli çalışmalarını keserek sesler duyduğunu söylemiş. Israrla ona da "sesleri" duyup duymadığını soruyormuş. Natasha, Marilyn'in ruhsal bir bunalımın eşiğinde olduğunu düşünür ve panikle Johnny Hyde'ı arar. Bazı iddialara göre Marilyn'i, Johnny'e hastalıklı gibi gösterip onu bırakmasını sağlamaktı (Natasha, Johnny Hyde'ı hiçbir zaman sevmemişti). Adama önce seslerden bahsetmedi. Marilyn'in üstünde baskı yarattığını ve psikolojisini bozduğunu iddia ederek adamı suçladı.Ama Johnny oralı bile olmadı. Bunun üzerine seslerden bahsederek son darbeyi vurmak istedi. Fakat karşı taraftan beklediği davranış gelmedi; onun yerine Johnny çok endişelendi ve Marilyn'i hemen stüdyo doktorlarına yönlendirdi. Marilyn böylece sakinleştiricilerle tanışmasında ilk adımı attı. Stüdyo doktorları artık Marilyn için düzenli olarak ilaç yazacaklardı. O zamanlar bu ilaçların yan etkileri şimdiki gibi bilinmiyordu. Hollywood'da bu ilaçları kullanmayan aktör-aktris yok gibi birşeydi. Johnny'nin tek amacı Marilyn'in dünyayı daha güvenli bir yer olarak görmesini sağlamaktı. "Elmas Kaçakçıları" seti...Marilyn Monroe, yönetmen John Huston ile bir sahne hakkında tartışırken...
Haftalık Söyleşiler "Çevre" başlığı altında Çevre Yüksek Mühendisi Merve Yurtkuran'ın "Evsel Atıklar" yazısını okyabilirsiniz.
Hikayeler "Gül Yaprağı" Yeni defileler ve dekorasyon örnekleri "Videolar" başlığı altında Patatesler halka halka dogranip az yagda kizartilir.Kiyma bol sogan tuz
karabiberle kavrulur.Pisince kiymaya biraz su eklenir.Baska bir yerde besamel sos yapilir.Alta patates ustune kiyma ve besamel sos konur.İki kat yapildiktan sonra en uste besamel dokulup kasar renldelenir.Firina verilir.Afiyet olsun cokda guzel ve sunumu harika bir yemek denemenizi tavsiye ederim.(Tesekkurler Huldacim) Müge Taşyaran Marilyn Monroe 20
Vietnam-Laos-Kamboçya yeni bölüm Fransız dekorasyonunu ve vintage tarzı seviyorsanız videolar kısmına bakabilirsiniz... Yeni dekorasyon web adresleri Yeni hikaye Yeni müzikler Johnny Hyde yakışıklı bir adam değildi. Bir ellibeşlik boyu ve sıradan bir fiziği olmasına rağmen kadınlar ondan hoşlanıyordu. Piyasada saygı duyulan biriydi, işine delicesine bağımlı, hırslı ve güçlü bir kişiliğe sahipti. Ne yazik ki sağlığı iyi değildi. Her hafta kardiyoloğunu ziyaret edecek kadar ciddi kalp rahatsızlığı vardı. Marilyn'i görür görmez aşık oldu. Onu elde etmeliydi. Hediyelere ve çiçeklere boğdu Marilyn'i.... Adam onunla beraber olmak istiyordu, Marilyn ise ünlü olmak! Anlaşma bu kadar basit ve açıktı. Johnny,evli olmasına rağmen, bir ev tuttu ve beraber yaşamaya başladılar. Marilyn de böylece maddi olarak rahat bir nefes almış oldu. Marilyn, Johnny ile beraber olmaya başladıktan 1 ay sonra Marx Kardeşler'in düşük bütçeli ve aptal bir filminde rol aldı. Filmin reklam turnesi filmden daha çok ilgi gördü. Basın ve seyirciler Marilyn'i sevmişti. Ona "the mmmm girl" (mmmm leziz kız) adını koymuşlardı. Bu turne sırasında, sürekli resminin çekilmesi, özel hayatının kalmamış olması , basının ilgisi onu bunaltmıştı. Bunları ağlayarak bir arkadaşına anlatmıştı. Bu kadarcık şöhret bile ona ağır gelmişti. Johnny, Marilyn'in daha entellektüel bir bakış açısı kazanması için onu yönlendiriyordu. Marilyn'e sürekli okuması için kitaplar veriyordu, ünlü aktristte doymak bilmeyen bir bilgi açlığı vardı ; bütün kita pları yalayıp yutuyor ve daha sonra Johnny ile, okuduğu kitaplar hakkında tartışıyorlardı. Marilyn adama aşık değildi ama onu seviyordu. Ona doğru çekildiğini hissediyordu. Daha evvel bu kadar güçlü bir erkekle tanışmamıştı. Aynı zamanda adam, onun için bir baba figürüydü. Johnny sürekli evlenmek istediğini söylese de, Marilyn aşık olmadığı bir erkekle evlenmek istemiyordu. Oysa adam, bütün mirasını ona bırakacağını ve zengin bir kadın olacağını söylese de... (Johnny kalp rahatsızlığı yüzünden yakında öleceğini tahmin ediyordu) Bu arada, Marilyn evlilikten uzak dursa da ailede "gelin" olmuş bir başkası vardı :Marilyn'in annesi Gladys... En son kaçmıştı hatırlarsanız ve kimse izini bulamamıştı ve birgün Marilyn, Grace'den annesinin evlendiği haberini alınca derhal üvey babasını araştırttı ve adamın aslında kendi peşinde olduğunu, bütün amacının kendisine ulaşmak olduğunu öğrendi. Zaten bir süre sonra aldığı bir mektup da (adam para istiyordu) kendisinden para sızdırmaya çalıştığının kanıtı oldu. Marilyn bu mektuba, devamı gelmesin diye cevap vermedi. Bu arada Johnny ısrarla evlenme tekliflerine devam etmekteydi. Marilyn bundan rahatsız olmaya başlamıştı. Evleri ayırmaya karar verdi. Tekrar tek başına yaşamaya başladı. Evi Johnny tutmuş olsa da , Marilyn bütün masrafları kendisi karşılamakta ısrarcıydı. Bu arada başka kötü bir film ve rol... Yine para kazanamadı, yine başarı elde edemedi. Başının çaresine bakmalıydı. Eskiden tanıştığı bir fotoğrafçıya birkaç poz verip, birkaç dolar kazandı. Bu fotoğraflar, bize Marilyn Monroe'nun unutulmaz fotoğraflarının çekilmesi için kapıyı açacaktı. Bir takvim için, kırmızı kadife bir kumaş üstüne yattığında üzerinde sadece "Chanel No.5" parfümü vardı... Marilyn'in bir süre beraber yaşadığı Ana Lower (Ana Teyze), Marilyn Columbia ile kontrat imzaladıktan bir süre sonra ölür. Marilyn elbette çok üzülür, daha sonraları o dönem için "umutlarından ve hayallerinden bahsedebileceği kimsenin kalmadığını, kendisini acınacak halde hissettiğini" söyleyecektir. Ana Lower öldükten sonra isimsiz bir mezara gömüldü, bunun sebebini kimse bilemiyor. Birkaç yıl sonra ufak bir mezar taşı dikildi. Marilyn'in cenazeye çok meşgul olduğu için katılmadığı söylense de ablası Berniece bunu yalanlar. Tabii ki Marilyn cenazeye gelmiştir ama kimse gelmeden oradan ayrılmıştır. (Bu gereksiz bir detay gibi gelebilir sizlere. Ama Marilyn Monroe'nun geçmişi hakkında çok fazla yalan dolu,asılsız hikaye var. Bu kitap Marilyn'in daha ziyade ünlü olmadan önceki geçmişini aydınlatan ve gerçeğe çok yakın duran bir kitap. %100 gerçek mi bilemem ama kitabın sonunda tarihlerin, belgelerin, röpörtajların, kaynakların isimleri ile beraber bir dökümü var. Yani bir yerlerde Ana Teyze'nin cenazesine gitmemiştir diye okursanız bilin ki doğru değil) Neyse ki Ana Teyze'nin ölümünün hemen ardından kariyeri canlanmaya başlar. 1948 yılında Marilyn Monroe ilk başrol deneyimini yaşar. "Ladies of the Chorus" (Koro Kızları) Düşük bütçeli kısa bir filmdir. Çekimi de 10 günde tamamlanmıştır. Marilyn bu filmde 2 şarkı söylemekte bol bol dans etmektedir. Maalesef bu başrol Marilyn'e hiçbir getiri sağlamadı hatta film piyasaya çıktıktan kısa bir süre sonra Columbia Marilyn'i işten çıkardı. Bu olaydan sonra Marilyn depresyona girer. 1 hafta yataktan çıkmaz. Artık harcamalarını da kısması gerekmektedir. Günlüğü daha ucuz olan bir odaya taşınır. O sıralar Koro Kızları filminin setinde tanışıp çıkmaya başladığı Fred Karger ile de ilişkisi iyi değildir. Ama Marilyn, cesaretini yitirecek değildir. O, Norma Jeane'nin hayatına geri dönmeyecektir. Bu şöhret veya para hırsı ile ilgili değildi. Sadece içindeki ses ona devam etmesi gerektiğini söylüyordu. Sinema kariyerinin bittiğini düşünse de, reklam filmi çekimlerine para kazanmak için devam etmeliydi. Natasha ona "büyük patlamanı ne zaman yapacağını asla bilemezsin" diyordu. O yılın sonunda gittiği bir partide, William Morris Ajans'dan Johnny Hyde ile tanışınca hayatı tamamen değişti. Marilyn, Johnny Hyde ile dansederken... Keşke onunla tanışmasaydı! belki o zaman, hayatı bitiren ilaçlarla da daha geç tanışırdı.
Oyuncu koçu Natasha Lytess , Marilyn'i çalıştırırken... Natasha Natasha Lytess, Marilyn'in hayatındaki yeni Grace Goddard oldu. Ama Natasha hayal kurmakla yetinmeyip harekete geçiyordu. Natasha mükemmel bir öğretmen olmanın yanısıra ciddi bir aktris ve oyuncu koçuydu. Egosu yüksek, eleştirel bir tipti. Ve eşcinsel eğilimleri vardı. Marilyn, Natasha'nın kütüphanesindeki oyunculuk ile ilgili kitapları yalayıp yutuyordu. Natasha, Marilyn'in diksiyonu, konuşma tarzı ve stili üzerinde çalışıyordu (ama bu tarz konuşma ve telaffuz ileriki yıllarda Marilyn'in başına bela olacaktı ve kurtulmak için epey uğraşacaktı. Eğer Marilyn filmlerini hatırlarsanız Marilyn konuşmadan önce dudaklarını oynatır, harflerin hecelerin üzerine basarak konuşur, komedi tarzı filmler için iyi bir stil olsa da dramalarda bu tarz itici oluyordu) Natasha, Marilyn'i cesaretsiz, kendine hiç güveni olmayan, gölgesinden bile korkan, topluluk içinde rahatsız ve ürkek, insanlarla ne konuşacağını bilemeyen biri olarak tanımlamıştır. Ama Natasha da, Marilyn'in zerafetle kullandığı cinsel çekiciliğine kapılmış ve Marilyn onda bağımlılık yapmıştı. Ancak, bu kez Marilyn (Joe Schenck de yaptığı gibi) oyunu kuralına göre oynamayacaktı. Veya yıllardır Ida'nın, Gladys'in,Grace'in ondan istediklerini, onu sevmeleri için verdiği gibi bu kez Natasha'ya vermeyecekti.Onunla bir ilişkiye girmeyi reddetti. Ama Natasha'nın Marilyn'e olan bağımlılığı 6 yıl devam edecekti.... |
ARSiV
October 2017
İPEKOZİpek=Irmak (2009) |
- İpekoz
- İpekoz blog
-
Söyleşiler
-
HİKAYELER
- Allah karsımıza iyi insanlar cıkarsın (bence)
- MASKELİ BALO (Bence)
- Her şerde bir hayır vardır. (Bence)
- Rağmen sevgi
- Joachim Du Bellay (1522-1560)
- Kendinize Rastlamak
- Kötü sözler karanlığı besler
- Pandora' nın Kutusu
- Omer Hayyam - Rubai
- Atatürk ve Japon Veliahtı
- JE SUIS COMME JE SUIS
- Oluler Bekler
- Yuva Kuru Temizleme
- Çanakkale Türküsü
- Kafka ve Küçük Kız
- Gökte ararken içimde buldum ....
- Aşka şöyle bir baktım … (Bence)
- Sokrates
- Çanakkale Zaferi
- Risk Almak
- Mutlu Aşk Yoktur ...
- Koşulsuz Sevgi
- Hikaye 1 >
- Hikaye 2 >
-
Hikaye 3
>
- Hediye
- Dunning-Kruger Sendromu
- UBUNTU
- "Katibim" (Üsküdar'a giderken aldıda bir yağmur) türküsünün hikayesi
- Eşekli Kütüphaneci
- Öğretmenim bugün aynı annem gibi kokuyordunuz!
- Tavla ve Satranç
- İçinizdeki çocuğu yaşatın
- Ünlü tiyatro yazarının başlangıç hikayesi
- Dünyanın en ilginç ölümleri
- Sizin arabanız "vanilyalı dondurma" sever mi?
- Okul ödevleri
- Hikaye 4 >
- Hikaye 5 >
- Hikaye 6 >
- Hikaye 7 >
- HİKAYE 8 >
- Hikaye 9 >
- Hikaye 10 >
- Hikaye 11 >
- Hikaye 12 >
- Hikaye 13 >
- Ziyaretçi defteri
- MARDİN